15 Ekim 2010 Cuma

Ey Yabancı

Her gördüğümde mutsuzluk hedef seçerdi beni. Bakışların derinden davetlerini hiç usanmadan sunardı bana. Arkandaki gerçeği, diğer yüzlerden ayıklayıp selam dururdun aynı zamana inat. Uzaklara mahkum ettin sen bizi. Sözlerin sus pus olduğu yerlerde temaslardan ihtimaller aşırdık. Siyah gecelere aydınlığını üfledim. Yıldızları kıskandıran hayallerin aslı benim dünyamda yanıp sönerdi. Ve sen hiç bilmiyordun bunları. Konuşmadım bi süre, unuttum belki diye gerçeği arkama sakladım. Evet ben yalanı hayal karmaşasında süsledim. Avuttum sandım kendimi, gün içerisinde oyalayıp durdum. Zar zor kurduğum bu saçmalıkları yıkmakta üzerine yoktu zaten. Ben yine ilk köşeden en başa geri dönerdim. Tekerlemelerime devam eder, özlemeyi bilmemezlikten gelirdim. Kendi dar sokaklarımda haksız yenilgiler üstlenirdim. Sonucu olmayan savaşlarda içim sana hep yenik düşerdi. Hangi açıdan baksam, boş sözlerin içinden seni tanımlardım. Karşıma geçtiğin her mühürlü anda, gözlerim benim için gülüşünden umutlar yüklenirdi. Ve sen bunuda hiç bilmezdin. Bilmediğin bi'şey varki, kendime bile usulca, yormadan itiraf ediyorum ey yabancı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder