1 Aralık 2010 Çarşamba

Hayatın İnadına Hayattan Memnunum Ben

Hataların adresini bulurum hep. Efkarın en dibi katran karası yüzünü hiç üşenmeden gösterir. Gelmeyecek olanları beklerken, savaşımda yitip gidenleri arıyorum şimdi. Pişmanlık şöyle dursun, hayatın inadına hayattan memnunum ben. Yasak elmayı ben çalmadım! Üzerime yüklenen bu ağır insanlık niye? Adımlarım boşlukta hep büyür büyür... Biliyorum bende, çok dinledim falan filanları. Kendi deneyimsiz geçmişinizin hırsını çıkartacak,yanlış yaşamdan geçiyorsunuz. İkinci yüzünüzü daha çok seviyorsunuz. O kadar iyi koruyup kolluyorsunuzki, biri gelip maskenizi tırnaklarıyla yırtacak diye uykularınız kaçıyor. Kendi kendinizin celladı olup, aslınıza sadece uzaktan tükürüyorsunuz. Perdelediğiniz yaşantılarınızı en önde 'yuh' luyorsunuz! Sizi siz yapan ne varsa hep o koca, kilitli sandıkta. Anahtarını haramın içindeki günahta unutmuşsunuz! Koparılacak inkarlarınız var her bakışta. Beyninizden kalbinize doğru giden yalanlar birde. Onlar bile sizden daha dürüst, vicdanın azabıyla yüzleşebilmekteler çünkü. Ne kadar masumdu hayat oysa! Ta ki dıştan içe hamlenizi yapana kadar. Evet belkide kaybettik ya da kaybettiniz. Kayıplar sizin aleminizdeki kara delikte boğulup, sonsuza akmakta! Tıpkı gerçekleri sıyırıp, kırıntılarını bırakmayana kadar yok ettiğiniz gibi. Oturun şimdi ortamın leş kokulu mekanlarında. Şen kahkahalarınız ardındaki sırlarda dökün gözyaşınızı. Ağlama duvarınıza her yenilgide tekrar tekrar başvurun. Fısıldayın kulaklarınıza, ardındaki pas silininceye kadar. İhtiyacınız olan tek nefeslik hali üfleyin ruhunuza...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder